Haberler

Korkutan Açıklama Korona Virüs 2. Dalgası Geliyor Mu? Dünya Panikte

Pandemi sebebiyle Dünya üstünde büyük sorunlar yaşanmaya devam ediyor. Koronavirüs pandemisi olumsuz etkilerini sürdürmeye devam ederken çok sayıda ülkede enfeksiyon yayılmaya devam ediyor. Enfeksiyonun yayılma hızı yavaşlamaya başlasa da virüsün dünya çapında daha büyük bir hızla yayılmaya devam ettiriyor.

Virologlar yeni tip koronavirüs salgınının iki dalgasının oluşabileceğini aylar öncesinden belirtmişlerdi. İnsanlar sosyal mesafe kurallarına ve kısıtlamaları uymadıkça muhtemel 2. Dalga tehlikesinin büyüyeceğine değinilmişti. Son haftalarda ise korona vakalarının yeniden hız kazandığı görülüyor. Çok fazla ülkede önceden olduğu gibi karantina ve sosyal mesafe kuralları mevcut değil. İspanya, Almanya, Yunanistan gibi ülkeler kısıtlamaların genişletildiği ilk ülkeler arasında yer alıyordu. Konu ile alakalı Dünya Sağlık Örgütü’de korono virüsün hayatımızdan hiçbir zaman çıkmayacağının mesajlarını vermişti. Örgüt önlemleri hiçe sayarak insanların Corona öncesi yaşamlarındaki gibi davranması ile olumsuz sonuçların ortaya çıkacağı konusunda uyarmıştı.

Covid-19 pek çok ülkede restoranlar, dükkanlar, iş alanlarının açılması halinde yeniden yaygınlaşmaya başladı. Örneğin; Avustralya’da barlarda ve restoranlarda bulunan kişiler arasında vaka sayısının artış göstermesi ile hükümet yeniden önlemleri sıkılaştırmıştı. Diğer taraftan tatile çıkma arzusu içinde olan yurttaşlar partiler ve eğlence merkezlerine gitti. Dünya çapında yeni enfeksiyonların temelini atmış oldular. Almanya’dan örnek verilecek olursa Temmuz ayı sonunda enfeksiyon sayıları astronomik biçimde artış gösterdi. Virüsü bulaştırma katsayısı “R” değeri de Almanya’da korkunç seviyeye ulaştı.

“R” kilit önem taşıyor!

Koronavirüsü kapmış bir şahıs bu virüsü yeni bir şahısye bulaştırmasını dile getiren “R” röprodüksiyon kelimesinin karşısından almıştır. Enfekte virüsü ortalama kaç kişi bulaştırdığını ifade eder. “R” değeri büyük bir öneme sahip. Almanya’da R değeri Temmuz ayı sonuna kadar 1 değerinin üstünde oldu. Bunun sorumlusunun kurallara uymayan insan toplulukları ve seyahat eden tatilciler oldu. Vaka sayılarının düşmesi başarı olarak görülse de bulaştırma sayısının çoğalmasına ve ikinci dalganın habercisi olarak değerlendirilebileceği düşünülüyor. Brezilya ve Amerika’nın beraberinde Hindistan ve Güney Afrika’da da vakalar artmaya devam ediyor. Yalnız Brezilya’da hali hazırda bulunan vaka sayısı 2,5 milyonu aştı.

Koronavirüs İspanyol Gribi İle Karşılaştırılıyor

Son günlerde artan corona için kullanılan “ikinci dalga” tabiri global düzlemde mutabık kalınan bir anlam taşımamaktadır. Dünya Sağlık Örgütü henüz bu konu da net bir tanım oluşturmadı. Dünya Sağlık Örgütü sözcüsü verdiği mülakatta sadece başlangıçta yaşanan gerilimin ardından meydana gelen yeni sıçrayışlara atıfta bulunarak 2. Dalga için de geçerli olabilir biçiminde açıklama yapıyor. Henüz pandeminin başladığı dönemlerde virologlar yeni bir enfeksiyon dalgasına dikkatleri çekmiş ve insanlarda ortaya çıkan düşüşün normal yaşama dönmek için uygun bir ortam olmadığının çağrısını yapmışlardı.

1918 ve 1920 seneleri arasında dünyaya büyük bir darbe vuran İspanyol gribi ile karşılaştıran Dünya Sağlık Örgütü İspanyol gribinin 20.000 ile 50.000 insanın hayatına mal olmuşken İspanyol gribi pandemisi de 3. Dalga söz konusu olmuştu. Salgının ikinci dalgası ilk dalgasından çok daha şiddetli ve daha fazla can kaybına sebep olmuştu. Söz konusu dalgaların virüs neticesinde virüs mutasyona uğradı ve aynısının covid-19 için gerçekleşme ihtimali de var dedi.

Virüsün Mutasyona Uğraması Ne Demektir?

Yeryüzünde her virüs mutasyona uğrayabilir. En iyi senaryoda virüs mutasyona uğradığında zayıflar ve daha etkisiz hale gelebilir. Ancak bu durumun ortaya çıkabilmesi için bir çok insanın da virüse karşı bağışıklık kazanmış olması gerekmektedir. Covid-19 da aynı şekilde bir sonucun elde edilip edilemeyeceği henüz bilinmiyor.

İnsan vücudu dışarıdan gelen herhangi bir olumsuz etken karşısında antikor üreterek bağışıklık kazanıyor ve bu gerçekleştiğinde vücut virüsten artık etkilenmiyor ve virüste gücünü giderek kaybediyor. Korona virüste aynı durumun geçerli olup olmadığı ise henüz kanıtlanamadı. İncelenen pek çok vakada Corona hastasının vücudunda hastalık geçirdikten sonra antikor seviyesi değişmedi. Bu da bu virüsün yeniden kapılabileceği manasını taşıyor.

Sürü Bağışıklığı Ne Demek Ve Ne Kadar Doğru?

İnsanlar fertlerin virüse karşı antikor geliştirip geliştiremediğini merak ediyorlar ve serolojik test uygulamak sureti ile bu durum tespit edilebiliyor. Ancak yapılan testler ile teste tabi tutulan kişinin gribe karşı bağışıklığının oluşup oluşmadığı ve oluştuysa da ne kadar süreyle bağışıklık sisteminin kuvvetli duracağını tespit edemiyor. Bilim insanları tarafından bu konu merak ediliyor ve araştırılıyor. Koronaya karşı çok sayıda ilaç deneniyor ve sürü bağışıklığının oluşabileceği fikri öne sürülüyor. Sürü bağışıklığı toplumda hali hazırda virüse karşı bağışıklık kazandığı durumda geçerli sayılıyor. Virüs hızlı bir şekilde yayılıyor ve bu durumda teorik olarak bir kontrol altında tutabilmek için toplumda % 70 ve % 90’ın bağışıklık kazanmış olması gerekmektedir.

Tıp dergisinde kısa süre önce sürü bağışıklığı ile alakalı metinler yayınlanmıştı. Carlos Sağlık Enstitüsü, Harvard Üniversitesi’nde görevli olan araştırmacılar ile İspanya Sağlık Bakanlığı büyük bir ekip kurdu. Corona virüse karşı sürü bağışıklık kazanmanın söz konusu olamayacağını su yüzüne çıkardı. 60.000 kişinin katılımı ile sürdürülen bu araştırma neticesinde şu en temel kadar en geniş çapta çalışma yapıldı. Ancak yapılan incelemeler İspanyolların sadece % 5’lik bölümünde karşı antikor üretildiğini gözler önüne serdi.

Virüs Soğuk Havayı Seviyor

Virüs soğuk havayı seviyor ve soğuk ortamlarda daha hızlı yayılıyor. Sıcaklığın düşük olduğu bölgeler de virüsün yayılma hızı çok daha yüksek. Hava sıcak olduğunda virüs soğuk havada ki gibi hızlı bir biçimde yaygınlaşamıyor. Bu sebeple senenin sıcak aylarında enfeksiyon sayısının yaza göre yüksek olduğu doğal bir durum. Dışarıda hava soğuk olduğunda insanlar daha sık evde kalıyor. Ancak kapalı odalarda hava değişimi dışarıdaki gibi ve hızlı bir biçimde gerçekleşemiyor. Maalesef bu kapsamda de virüsün havada yayılma hızı artıyor.

Pandemi ile ilk karşı karşıya kalındığı günlerde virüsün yapışma ve damlalar vasıtasıyla yayıldığı düşünülmekteydi. Ancak sonradan anlaşıldı ki virüs hava yolu ile da bulaşıyor. Dışarıda havanın kuru ve soğuk olması yaygınlaşması için uygun şartların sağlandığı manasına gelmekteydi. Soğuk günlerde havada daha uzun süre kalan aerosoller sıcak günlere kıyasla daha uzun süre havada asılı kalıyor ve bu da hastalığın daha hızlı yaygınlaşmasına neden oluyor. Kuzey yarım kürede henüz kış başlamamış olsa da sosyal mesafe kurallarına uymak gerektiğini unutmamak gerekir.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir